Şili’de Ekim 2019 protestoları sonucunda toplumun tüm kesimlerini kapsayan daha eşitlikçi bir Anayasa Taslağı hazırlanmasına ilişkin ilk olarak 25 Ekim 2020 tarihinde Referanduma gidilmiş ve Covid-19 Pandemisi koşullarına rağmen tarihi bir katılım oranı olan % 50.9’a tekabül eden yaklaşık 7.5 milyon seçmenin oy kullandığı Referandumda geçerli sayılan oyların %78.27’si anayasanın yeniden yazılması yönünde olmuştur. Yarısı kadın, yarısı erkek ve 17’sinin yerli halka ayrıldığı 155 üyeden oluşan bir kurul tarafından yaklaşık 1 yıl süren çalışmalar neticesinde hazırlanan Nihai Anayasa Taslağı, 4 Eylül 2022 tarihinde gerçekleştirilen referandumda halk oylamasına sunulmuştur. An itibariyle açılan sandıkların %99.4’üne göre, 12.673.202 kişinin oy kullandığı referandumda geçerli oyların 61.88%’i ile mevcut Taslağın reddedilmesi yönünde karar çıkmıştır.
Her ne kadar Pinochet’in askeri diktatörlüğü döneminden beri yürürlükte olan mevcut Anayasanın değiştirilmesi yönünde geniş bir toplumsal mutabakata varılmış olsa da, Yeni Anayasa Taslağı hazırlık sürecinde yapılan tartışmalar toplumun kutuplaşmasına yol açmıştır. Sosyal haklara, çevrenin korunmasına, cinsiyet eşitliğine, yerli halkların haklarına ve piyasa odaklı ekonomik anlayışın revize edilerek refah devleti prensibine vurgu yapan yeni Taslak toplumun bazı kesimlerinde endişe yaratmıştır. Siyasi analistlerce, toplumun her kesimini kapsayacağı ilkesi ile hazırlık çalışmalarına başlanan metnin halk oylamasına sunulan son halinin fazla “solcu” ve “radikal” bulunduğu, toplumun muhafazakar kesimleri ile iş çevrelerinin endişelerini dikkate almadığı dile getirilmiştir. Ayrıca 178 sayfa, 388 madde ve 54 bin kelimeden oluşan Taslağın çok uzun ve “maksimalist” bulunması ile karar almayı imkansız hale getirdiği ve yorumlanmasında belirsizlikler yarattığı tartışılmıştır. Yine, üniter devlet anlayışın terk edilerek yerli halkları kapsayan “çok uluslu devlet” tanımının getirilmesi en çok eleştirilen hususlar arasında yer almıştır. Son olarak, ekonomisi ve ihracatı esasen madencilik sektörüne dayalı olan ülkede piyasa odaklı anlayış yerine devletin müdahaleci rolünün artırılmasına ve çevrenin korunmasına odaklanan Taslak, iş çevrelerince de fazlasıyla eleştirilmiştir. Nitekim, ilk etapta Taslağa eklenmesi öngörülen maden işletmelerinin kamulaştırılması fikri yerine çevresel hassasiyetler bulunan bölgelerde madencilik faaliyetlerinin yasaklanması ve sektöre daha fazla düzenleme getirilmesi benimsenmiştir.
Devlet Başkanı Boric tarafından da daha önce ifade edildiği üzere, mevcut taslak halk oylaması sonuçlarına göre reddedilmiş olsa da ülkede yeni bir Anayasa Taslağı hazırlanması sürecine tekrardan başlanacaktır. Halk oylamasının resmi olmayan sonuçlarının açıklanmasının ardından halka hitap eden Boric, halk oylamasında verilen mesajın net bir şekilde alındığını ve yarından itibaren hiç vakit kaybetmeden çalışmalara başlanacağını açıkladı.