Günlük süt Ama 15 Günlük !..

Ama 15 Günlük !..

15 günlük süt, olur mu?
“Kutulardaki sütlerin yerine günlük, besin değeri olanları tüketecektik. Ama bakın ne oldu?”

Türkiye Süt, Et, Gıda Sanayicileri ve Üreticileri Birliği Derneği (SETBİR) Başkanı Tarık Tezel’in Para Dergisi’ndeki, “Market zincirlerinde satılan çiğ sütler sağlıklı değil” açıklaması dikkatimi çekti. Aynı zamanda SÜTAŞ Yönetim Kurulu Başkanvekili olan Tezel’in sözleri önemli, ama beni ikna edecek kadar değil. Neden mi? Çünkü SETBİR üyesi şirketlerin market zincirlerini süsleyen günlük sütleri cam şişelerde raflara geldiğinde sevinmiştik. Böylece Onkoloji uzmanı Dr. Yavuz Dizdar’ın tanımlamasıyla “dayanıklı beyaz tüketim gıdası” olarak kutulardaki sütlerin yerine günlük, besin değeri olanları tüketecektik. Ama bakın ne oldu?

Başlangıçta günlük sütlerin üzerinde üretim ve tüketim tarihleri yer alıyordu ve ömürleri 3-4 günle sınırlıydı. Daha sonra önce üretim tarihleri kaldırıldı. Sonra da tüketim ömrü 20 güne kadar çıkan ürünler marketlere sürüldü. Benzer durum halihazırda diğer gıda ürünleri için de geçerli. Vatandaş da buna karşılık, çiftliklerden direkt tüketiciye ulaşan ve giderek yaygınlaşan satış modeline yöneldi. Bu durumda kabahati kime yıkmak gerekir?

 
SÜT İÇMEK İÇİN 10 İYİ NEDENİNİZ VAR!
Sütün dişlere, kalp hastalıklarına, cinsel rahatsızlıklarına iyi geldiğini biliyor musunuz?
Sağlıklı bir hayat sürmenin altın kurallarından biridir süt içmek. Doğduğumuz günden itibaren içmeye başladığımız süt, herkesin vücudu için gerekli olan besin kaynaklarını dengeli bir şekilde içinde barındırıyor.
Sütün dişlere, kalp hastalıklarına, cinsel rahatsızlıklarına iyi geldiğini biliyor musunuz?
Prof. Dr. Neriman İnanç, sütün besin değerinin, benzersiz bir kalsiyum kaynağı olmasının, büyüme ve kemik gelişimi üzerinde etkilerinin bu nedenlerin başında geldiğine dikkat çekiyor.
Sütün dişlere, kalp hastalıklarına, cinsel rahatsızlıklarına iyi geldiğini biliyor musunuz?
İnanç; özellikle gelişme çağında olan çocuklar için vazgeçilmez bir besin olan sütün aslında hayatın her döneminde mutlaka tüketilmesi gerektiğini vurguluyor. İşte süt içmek için 10 iyi neden…
Sütün dişlere, kalp hastalıklarına, cinsel rahatsızlıklarına iyi geldiğini biliyor musunuz?
1. Kalp Hastalıklarından Korur: Kalp hastalıkları tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de önemli bir sağlık sorunu…
Süt ve türevlerinin içeriğinde kan yağları ve kan basıncının düşürülmesinde etkili olan protein, kalsiyum, fosfor gibi besin öğelerinin olması nedeniyle, her gün yeterli miktarda tüketimi koroner kalp hastalıklarından korunmada büyük önem taşıyor.
Her gün düzenli içilen 2 bardak sayesinde hipertansiyon da dengeleniyor.
2. Süt Okuldaki Başarıyı Artırır: Ebeveynler açısından çocuklarının sağlığı kadar eğitimi de önemli…
Çocukluk döneminde içilen günde 2 bardak süt zeka gelişimi açısından büyük önem taşırken, okul başarısını artırdığı kanıtlanmıştır.
3. Enerji Verir: Yeterli ve dengeli beslenebilmek için besin gruplarına ihtiyacımız vardır.
Bunlar süt ve türevleri, et, peynir, yumurta, ekmek, sebze ve meyvelerdir.
Bu besin grupları içinde yalnızca süt enerji oluşumunda etkili olan karbonhidrat, protein ve yağı bir arada içeriyor.
4. Dişleri Korur: Aşırı asitli ve şekerli yiyecekler mikroorganizmaların etkisini artırır.
Sütte ki kalsiyum ve fosfor bu mikroorganizmalara bir savunma sağlar. Her gün içilen süt dişlerde oluşabilecek çürükleri önlüyor.
5. Kilo Alımını Önler: Fazla kilo’ neredeyse çağımızın temel sorunu…
Kilo sorununun minimum düzeye inmesi için sağlıklı ve uzun süre tok tutan glisemik indeksi yüksek yiyecekler tüketilmesi öneriliyor.
Düzenli olarak her gün içilen iki bardak süt de düzensiz ve sağlıksız beslenmeyle alınan kiloları önlemede önemli.
6. Gebelikte Mineral Kaybını Giderir: Sağlıklı bir gebelik için annenin sağlıklı beslenmesi çok önemli.
Gebelik döneminde anne vücudunda azalan mineraller, günde 2 bardak süt içilerek karşılanabiliyor.
7. Kemik Gelişimini Sağlar: Süt, güçlü kemikler için bire bir.. Düzenli içilen süt çocuklarda güçlü kemiklere neden olur.
Yetişkinlerin de daha sağlıklı kemik yapısına ulaşabilmeleri için kalsiyum almaları gerekir, bunun için de kemiklerin yapı taşı kalsiyum açısından en zengin ve vücutta kullanılabilirliği en yüksek besin olan süt düzenli olarak tüketilmeli.
8. Bağışıklık Sistemini Güçlendirir: Mevsim değişimiyle birlikte görülen bağışıklık sisteminin zayıflaması sonucu üst solunum yolu enfeksiyonlarında artma olurken,
içeriğinde 40’tan fazla besin öğesi bulunan süt tüketiminin grip, soğuk algınlığı, farenjit gibi kış hastalıklarının önlenmesinde önemli rol oynuyor.
9. Cildi Güzelleştirir: Süt sağlığı olduğu kadar güzelliği de koruyor..
Güzel ve sağlıklı bir cilt için dengeli beslenmenin önemi göz önüne alındığında sütün içeriğinde bulunan vitamin ve mineraller; akne ve cilt inflamasyonu riskini azaltıyor ve cilt sağlığını koruyor.
10. Osteoporozdan Korur: Günümüzde 50 yaş ve üstü kadınların yüzde 50’sinde menopoz ile birlikte osteoporoz belirtileri de görülüyor.
Düzenli egzersiz yapılmasının, yeterli kalsiyum ve D vitamini alınmasının bu sıkıntının giderilmesinde büyük önem taşırken, kalsiyum deposu olan sütü her gün 2 bardak tüketmek gerekiyor.
Süt içmenin 8 önemli faydası

Doğumdan itibaren aldığımız ilk besin olan süt, başta gelişme çağındaki çocuklar, hamileler, emzirenler ve yaşlılar olmak üzere 7’den 70’e herkes için gerekli olan bütün besinleri dengeli olarak içinde bulunduran, vazgeçilmez bir besin kaynağı. Besleyici değeri çok yüksek bir besin olan süt, tüm yaş grupları için gerekli olan kalsiyum ihtiyacının karşılanmasında da kullanılacak en iyi kaynak. Bu nedenle uzmanlar sütün sayısız faydalarından yararlanmak için her gün 2 bardak, bir başka deyişle 400 ml süt içilmesini önerirler.

Yine uzmanlara göre çocukların, ergenlik dönemindeki gençlerin, hamilelerin, emziren ve menopoz sonrası kadınların da 600-800 ml süt içmeli. Kilo alan kişilerde yağlanma göbek ve bel bölgesinde oluşmaya başlar. Yapılan araştırmalara göre; orta dereceli kalori kısıtlaması yapılan, az yağlı bir diyetin uygulandığı kişiye özel beslenme programında, günde 2 bardak süt tüketmek yakımı için yeterli olur.

Uzmanlar tarafından yapılan çalışmalarda, sütün içindeki kalsiyumun vücuttaki yağlanmayı azaltarak kilo kontrolü sağlamaya yardımcı olduğu ortaya konmuş. Süt, içerdiği kaliteli protein ve lioneik asit gibi molekülleri ile kilo kontrolüne yardımcı olur. Mineral açısından son derece zengin olan süt aynı zamanda zengin bir kalsiyum kaynağı.

1 litre süt içinde bulunan kalsiyum; 10 kilo et, 5.2 ekmek, 12.6 kilo patates, 17 kilogram elma, 3.2 kilo marul ya da 2.4 kilogram havuçta bulunan kalsiyuma eş değerdir. Bu nedenle sağlıklı kemikler için süt içmemiz şart.

Güzel ve sağlıklı bir cilt için yeterli ve dengeli beslenmek çok önemli. Sütün içinde bulunan proteinler, antioksidan özellikteki A vitamini ve çinko ile cilt sağlığı korunmuş olur. Süt, cilt üzerinde nemlendirici etki yaparak cildin yıpranmasını ve yaşlanmasını engeller. Aynı zamanda sütün içindeki sıvı cildin nem dengesini korur.

Bu yüzden yetişkin kişilerin, çocukların, adölesan dönemi gençlerin, hamile ve emziren kadınlar ile menopoz sonrası dönemde kadınların her gün 2 bardak süt tüketmeleri önemli. Yediğimiz besinlerin insanın hafıza, zeka ve konsantrasyon gücü üzerinde çok önemli bir etkisi var. Örneğin vücut ağırlığımızın sadece yüzde 2 ila 3’ü oranında ağırlığı olan beyin, günlük kalorilerimizin ortalama yüzde 25 – 30’unu harcar.

Süt beyin için de faydalı ve beynin ihtiyacı olan enerjiyi sağlar. İçerdiği yüksek protein ile vücut dokularının gelişmesine yardımcı olan süt odaklanma yeteneğini ve hafızayı güçlendirir.

Hipertansiyon tedavisinde sütün olumlu etkileri bilinir. Hipertansiyon için kullanılan bazı ilaçların olası olumsuz etkilerini azaltmada sütün yararları olduğu saptanmış. Yağsız ya da yüzde 1 içeren süt vücuda daha fazla kalsiyum sağlar. Kalsiyum da tansiyonu yüzde 3-10 arasında, daha da önemlisi kalp-damar hastalığı riskini yüzde 15’e kadar azaltabilir.

Vücudumuzda kolesterol üretilmesinin yanı sıra, biz de hayvansal kaynaklı besinlerden vücudumuza kolesterol alırız. Kan kolesterol seviyesi yüksek olan kişilerde kalp hastalıklarına yakalanma ve kalp krizi geçirme riski daha yüksek olur. Az yağlı olan sütteki hayvansal azaldığı için doğrudan kolesterol düşürür. Dolayısıyla özellikle süt ve grubunu az yağlı olanlardan tercih etmek, hem daha fazla kalsiyum alımını sağlar, hem de günlük doymuş yağ ve kolesterol alımını azaltır.

20 yıl boyunca 2000 kişi üzerinde yapılan bir incelemede; günde 2-3 bardak süt içen kişilerde bağırsak sorunlarına, hatta bağırsak kanserine pek rastlamadığı gözlenmiş.

Ayrıca Johns Hopkins Üniversitesi’nde gerçekleştirilen başka bir araştırmada ise süt içen kişilerde kronik bronşite pek rastlanmadığı ortaya konmuş. Uzmanlar sütün; sigara, alkol ve bol miktarda kahve gibi bağımlılık yapan maddeleri tüketen kişileri bile koruduğuna dikkat çekiyor.

Osteoporoz, en sık görülen kemik hastalığı olarak belirtiliyor. 50 yaş sonrasında, 2 kadından 1’i ve 4 erkekten 1’inde osteoporoza bağlı kırıklar görülür.

Yaşla beraber kemik yoğunluğunda azalmanın önüne geçebilmenin en iyi yolu ise kalsiyum ve D vitamini almak. Günde 2-3 porsiyon (2-3 su bardağı) süt tüketimi kalsiyum alımı için önerilir.

Yakın zamanda prestijli İngiliz tıp dergisi Lancet’de çıkan iki makale çiğ sütün tehlikeleri ve esaları üzerine devam eden tartışmaları göstermektedir. Bir makale, İtalya’ya yapılan bir gezi sırasında bazı ham keçi peyniri yedikten sonra bruselloz ile sonuçlanan bir kadının durumunu açıklıyor.1 Bruselloz ya da yalancı ateş olarak kapsamlı testlerden sonra fibromiyalji benzeri semptomların nedeni tespit edildi ve bu kaynak, yutulmaya kadar izlendi Avrupa tatilinde pastörize edilmemiş yumuşak peynirlerin Uygun antibiyotiklerle başarıyla tedavi edildi.

İkinci makale Salzburg, Avusturya’daki bilim adamları tarafından yapılan bir çalışmayı açıklıyor. Araştırmacılar, “çiftlik sütü” tüketimi de dahil olmak üzere “tarım ortamına düzenli olarak maruz kalma” ile yetişen 812 çocuğun alerjisi, astımı ve “atopik sensitizasyon” ya da cilt problemlerinin geçmişi incelendi. Bütün işlenmemiş süt .2493 tarım dışı kalan 493 çocuğun geri kalan grubu kontrol davranıyordu. Astım sıklığı, kontrol grubunda bulunan yüzde 11’den, tarıma maruz kalan çocuklarda yüzde 1’e düşürüldü. Benzer şekilde saman nezlesi, tarıma maruz kalan çocukların sadece yüzde 3’ünde, kontrollerin yüzde 13’ünde gerçekleşti ve atopik duyarlılık tarım grubunun yüzde 12’sinde ve kontrollerin yüzde 29’unda gerçekleşti.

Araştırmacılar, çiftlik ortamına ve çiğ sütlere maruz kalma zamanlamasının kritik olduğunu keşfettiler. Yaşamın ilk yılında ortaya çıkan çocuklar en büyük koruyucu etkiyi gösterdi. Beş yıllık yaşa kadar süregelen uzun süreli “ahırlara maruz kalma”, astım, saman nezlesi ve atopik sensitizasyonun en düşük frekanslarıyla ilişkiliydi.

Bu makalenin 3 sonraki yorumları, belirleyici faktör olarak “ahırlara maruz kalma” yı vurguluyor ancak bunun, tipik kentsel evdeki evcil hayvanlara maruz kalmadan farklı olup olmadığını merak ediyoruz. Çiğ sütün tüketimi belirleyici faktördür, çünkü bu değişken benzersiz bir şekilde belirlenebilir.

Bu iki makale, sağlık görevlilerinin karşılaştığı ikilemi mükemmel bir şekilde tanımlıyor: astım veya bruselloz? Nadir bulunan bruselloz transferi önlemek için sütümüz pastörize edilmelidir; Ya büyümekte olan çocuklarımızda astım ve dermatitten kaçınmak için sağlanmalı mıdır?

Astımlı çocuğunun acısını gözlemleyen veya bebeğini genç kızın çirkin ve kaşıntılı döküntüsünü durduracak bir ürün bulmak için koparan herhangi bir anne, ikinci astını seçer. Modern tıbbın hafifletici ilaçlar sunabileceği bu hastalıklar, okulu çok yitirdi, aktivitelerini kaçırdı ve büyümekte olan çocukları için koruyucu çiğ sütün olabilmesi için herhangi bir annenin bruselloz sözleşmesini riske atacağı herhangi bir fiziksel ve psikolojik acıya neden oldu.

Ve özellikle modern bilim, brusella içermeyen sürüleri mümkün kıldığında. Sığır, keçi ve koyunlarda brusellozu tespit etmek için testler yaygın olarak bulunur. Ek olarak, çalışmalar, sürü boyutu arttıkça bruselloz riskinin arttığını göstermiştir.4 Hayvanların beslenmesi neredeyse kesinlikle bir rol oynamaktadır. Bereketli mera veya uygun besleme, düzenli testler, temiz ahırlar, sağım makineleri, paslanmaz çelik tanklar ve frigorifik kamyonlardaki küçük sürüler, sağlıklı, temiz, sertifikalı çiğ sütleri halka toplamayı tamamen mümkün kılar.

Ahırlarda kalabalık, hormonlar ve antibiyotikler verilen büyük sürülerin alternatif pastörize, işlenmiş sütleri, artan sayıda insanda sorunlara neden oluyor. Süt endüstrisi, az sayıda küçük sürüden ziyade doğrudan tüketiciye ulaşan binlerce müreffeh küçük süt işletmesi için, süt endüstrisi, ışığı görmeden önce varsayılan “süt alerjileri” ni kaybetmek zorunda kalır ve kaliteli yerine kaliteyi tercih eder; Ahırlarda ve pastörizasyon ve işleme yoluyla yaşamsal unsurlarının yok edilmesi gereken kirli süt üretmektedir.