Moova Süt ve Süt Ürünleri

MOOVA süt Ortak bulamadı, üretimi durdurdu.
Peynir ve süt üretimi konusunda Türkiye’nin önde gelen markalarından olan Moova’da bir süredir gündemde olan yabancı ortak arayışı olumsuz bir şekilde sonuçlandı. Eski TÜSİAD başkanlarından Muharrem Kayhan ile kardeşi Hilmi Kayhan’a ait olan şirket üretimi durdurma kararı aldı. Efeler Çiftliği’ndeki çiğ süt üretimi ise devam edecek.

……………..

Söktaş’ın Moova’sını Koç’un Tat’ı aldı
hurriyet.com.tr02 Temmuz 2014 – 09:26Son Güncelleme : 02 Temmuz 2014 – 13:47
Türkiye’nin önde gelen süt ve peynir markalarından Moova, Koç Grubu şirketlerinden Tat Gıda’ya satıldı. Moova’da üretim ortak arayışlarının olumsuz sonuçlanması üzerine iki ay önce durdurulmuştu. Öte yandan Tat Gıda da geçtiğimiz günlerde Maret’i Namet’e satmış ve bu satış çok ses getirmişti.

Söktaş‘tan yapılan açıklamada, “Çeşitli yatırımcılarla yürütülmekte olan görüşmeler sonucunda, Ortaklığımızın 01 Temmuz 2014 tarihli Yönetim Kurulu kararı çerçevesinde, bağlı ortaklığımız Moova’da sahip olduğumuz yüzde 99.99 oranındaki hisselerin tamamının, Koç Topluluğu şirketlerinden Tat Gıda’ya satışına ve hisse devir sözleşmesi imzalanmasına karar verilmiştir” denildi.

…
KOÇ Grubu’nun Tat’ı Moova’yı satın aldı

2 Temmuz 2014
Tat Gıda geçtiğimiz günlerde işlenmiş et ürünleri markası Maret’i Namet’e satmıştı. Tat Gıda’nın Moova’yı satın alması Koç Grubu’nun süt ürünleri pazarındaki iddiasını güçlendireceğini işaret ediyor. Tat Gıda süt sektöründe halen SEK ile varlığını sürdürüyor.
Eski TÜSİAD başkanlarından Muharrem Kayhan ile kardeşi Hilmi Kayhan’a ait olan Moova, bir süredir yabancı ortak arayışında idi. Yabancı ortak arayışına Aralık 2013’te başlayan Moova, Mayıs ayında ortak bulamadığı için şirkete ait Efeler Çiftliği’nde çiğ süt dışındaki üretim üretim durmuştu.
Ortaklık görüşmelerine devam eden şirket dün itibariyle Koç Grubu şirketlerinden Tat Gıda ile 32 milyon 271 bin lira karşılığında el sıkıştı.

tekstil devi söktaş’ın premium segmente hizmet verecek süt ve süt ürünleri markasıdır. sökemiz bir markaya
daha kavuşmuştur, kayhan ailesini tebrik ederiz.
15.07.2011 23:28 sen mi geldin oglum
mo’su ineklerin çıkardığı sesi, ova’sı ise söke ovasını sembolize ediyor imiş.
eglenceli animasyonlu yanarli donerli reklamlari donen süt sirketi. ineklerine cocuklari gibi bakiyorlarmis. ben
henuz herhangi biryerde bir urunlerini gormedim ama reklamlari hos.
21.10.2011 14:47 korkmam yalandan yilandan kadar
efeler çiftliğinin ürettiği süt ve süt ürünlerinin markası.
bugün istanbul real de görünce hemen aldım, ilk denemeyi sütlaçla yapıyorum, bakalım sonuç nasıl olacak.
premium segment diyor ancak fiyatları pınar sütten uygun, peynirleri de varmış, onları görmedim. 3 çeşit
sütleri var, tamyağlı, %50 light ve light. diğer light ürünlerle kıyaslarsak, ki sadece pınarla kıyaslayabileceğim
maalesef, yağ oranı pınarda %1, moova da %15; buna karşılık kalsiyum pınar lightta 127 iken, moovada 130
ve protein pınar lightta 3,3 iken moovada 3,5; enerji değerleri her ikisinde de aynı idi.
ben bu çiftliğin ne kadar uzun bir sürede, ne kadar uğraşılarak yapıldığını bildiğim için gözüm kapalı aldım,
ancak bakalım sütlaç sonucuna göre editleyeğim esas durumu.
edit: gec kaldik biraz yazmakta ama, sutlac sahane oldu, sutun yag orani yuksek. amma velakin daha cok
yeniler, dagitim agini henuz oturtamamislar, sokede bile dogru duzgun bulamiyorsunuz, benim umraniye
realden bulmam mucize olmus. perakende sektoruyle ilgili sikintilari var, umuyorum vazgecmez ve devam
ederler.
ismini ve ambalajını reklamında görüp çok beğendiğim markadır. sütlerinin tadı da ambalajı kadar güzel ve
organik sertifikalıysa sürekli kullandığım pınar organik sütten ayrılıp hemen moova içmeye ve içirmeye
başlayacağımdır.

geleneksel bir pazara mor renkle girerek risk alan süt ürünleri firması. o kadar yanar dönerli bir ambalaj ki
böğürtlen ya da egzotik meyve suyu gibi duruyor. reklamlardan etkilenerek alınabilir ama market raflarından
seçilirken tüketicide bir süt etkisi oluşturamayacağından, zamanla mor renk yerini daha yumuşak renklere, süt
ve inek görsellerine bırakabilir. ayrıca premium segment insanları, cam şişede günlük süt tüketiyorlardır
bence. reklamları ilgi çekici ama. son olarak bence en güzel süt bizim maalledeki nirman tiyzenin ineklerinden
kendi sağdığı süttür.
herseyde bisey vardir
uzun yıllardır hazır sütlerden alamadığım süt tadını aldım. insan süt tadı aldı diye bu kadar mutlu olur mu?
oluyormuş..

görünce çok beğenip çok takdir ettiğim süt ve süt ürünleri firması.

ve fakat, uht tekniğiyle işlenmemiş günlük süt de üretseler güzel olmaz mı?

reklamıyla sitesiyle enfes bir imaj oluşturmuş, lüzumsuz hiçbir tarafını göremediğim, sinirime dokunan reklam
sloganlarından arınmış tanıtımıyla adeta gönlüme taht kurdu. gördükçe “malımı işte böyle satmalıyım” diye
duvara tırmanıyorum. şaka değil.

gouda ve edam peynirleri için hollanda’dan, mozarella peyniri için italyadan peynir uzmanı getirmiş yeni peynir
ve süt markası.
tam yağlı sütünü denemiş bulunuyorum. piyasadaki çoğu sütten iyi diyebilirim. ancak bir aoç sütü değil…

karton içecek kutusunda son damlanın ziyan olması ile dökülürken içeceğin glok glok etmesi problemini ufak
bir dokunuşla çözmüşler. ya da çözülmüşünü almışlar bilemiyorum. süt de fena değil.

bu hızla uludağ limonata’nın tahtına sarsacağını düşündüğüm ekşi sözlük içeceği markası.

bu markanın sahibi söktaş grubu uzun zamandır pınar’ın organik sütlerini de üretmekteydi. nihayet kendi
markaları ile piyasaya çıktılar. eyyorlamam odur ki; alınır içilir bu.

reklam bütçelerini sütten değil diğer süt ürünlerinden yana kullanmalılar bence. sütte fark yaratmak zor, mor
renkli süt kutusuyla olacak iş değil. aroma işine girmeliler. yetişkin aroması mesela. mesela, farklı peynir
lezzetleri ile süslü sütlü içecekler. ayran alternatifleri.

ya da her şey bir yana, ben fazlasıyla sığ bir adamım.

hakkında hiçbir bilgi sahibi değilken, üzerinde sadece süt yazısını fark ettiğim için çok harika bulduğum sütünü
aldığım ve pınarı bir anda sattığım sütün markasıdır. kutu mormuş fark etmedim bile, o kadar sade göründü ki
gözüme, üzerinde inek ya da dağ ve güneş resmi olmayan bir süt, bütün aradığım buymuş demek. günlük
sütleri yok mudur acaba?

kutusunu sade ve şık buldum öncelikle. markadan önce süt yazısını görmem cezbetti hatta, beğernip
beğenmeyeceğimi bilmediğimden öncelikle bir kutu süt ve bir adet de tulum peynirini aldım, tulum peynirini az
önce yurt odamda gece açlığımı bastırmak amacıyla açıp ekmek arası lüpletince, yorum yapayım dedim. tek
kelimeyle şükela. bu arada acaba ben kuşadası’ndan aldım diye mi bütün ürünler vardı markette merak
etmiyor değilim.

peynir ambalajı hijyenik kadın bağı ambalajını anımsatıyor. yalansa yalan de..

aksamlari eve geldigimde gunun yorgunlugunu atmak ve rahatlamak icin basimdan asagi pinar sut dokerdim.
ama simdi moova var. hatta gecen gun marketten ilk kez denemek icin aldigim mor tetrapak sisesinin
cazibesine dayanamayip daha asansordeyken kafamdan asagi dokmeye basladim. organik ve bol yagli
oldugundan kuyruk sokumumdan rahatca ilerleyip, kicimin icinden suzulup, pacalarimdan akti. hafif bir titreme
geldi ama umursamadim. iste boyle bir urun moova insana acayip seyler yaptiriyor. sisede durdugu gibi
durmuyor. aman dikkat.
ambalaj ve çevrimiçi tasarımları oldukça başarılı olan marka, sütünün tadı da çok güzel fakat sek’ten
vazgeçirir mi zaman gösterecek.

moova gida san. ve tic. a.ş.

fabrika
cumhuriyet mah. akeller cad.
no:54 09201 söke,aydın

** sek’i alışveriş listesinden sileli çok uzun zaman oldu. haftada yaklaşık 25lt tam yağlı sütünü ailecek severek
tüketiyoruz. %3,6 ile piyasanın en yağlısı mı bilinmez ama diğer büyük markalardan daha lezzetli olduğu kesin.
frappe ya da espresso türevlerinde sütü inanılmaz hacim alarak kahvenin içim zevkini de arttırmakta.
peynir ürünleri hiç fena değil ama yerli mandıraların ürünlerine alışıksanız bildiğiniz yoldan şaşmayın.
neticede moova varsa gözünün yaşına bakmam alırım arkadaş.
fiyatı piyasa şartlarına göre biraz tuzlu fakat migros’tan takip ettiğim kadarıyla ay içinde bir kez ikincisi %50
ucuz kampanyası bir kez de düşük fiyat kampanyası düzenliyorlar, tabii bu süt için geçerli. kaşar gibi çok
tüketilen peynir türlerinde de düşük fiyat kampanyaları var.

temmuz 2014’de 32 milyon 271 bin liraya tat gıda tarafından satın alınmış. umarım ürün kalitesini
düşürmeden üretime devam ederler.
moova gida san. ve tic. a.ş.
islam kerimov cd. no: 16 sunucu iş merkezi
b blok k: 8 35530 bayraklı, izmir fabrika
cumhuriyet mah. akeller cad.
no:54 09201 söke,aydın
beni bunca yıldan sonra sütle barıştırmış, yarı memleketim sayılan söke’den çıkan başarılı marka. 2-3 kere
kafama bozuk süt dikmek suretiyle uzun süredir süt içemiyordum. nesquikle falan belki. ama canım
çekmiyordu. uzun zamandır da biliyorum bu markanın çıkacağını. bugün hem destek olayım, hem de
denemiş olurum diyerek bir mor kutu kaptım. tek kelimeyle muhteşem! istediğim soğukluğa getirmeden
içmeme rağmen, sütün kimi insanları rahatsız eden o kokusundan eser yok. lıkır lıkır gidiyor. ayrıca çok çok
lezzetli. bundan sonra elimin başka markaya gideceğini sanmıyorum. yolunuz açık olsun, de gidinin gocu
sökelileri!
henüz sütünü aldım. sanıyorum ki raflarda yer alan en muhteşem ambalaj tasarımına sahip üründür.
gördüğümden beri dilimden düşüremediğim, hayran kaldığım. bunu tasarlayanları geçtim, bu tasarımlara onay
veren sütçülere tebrikler.
an itibariyle iki dilim kızarmış ekmekle tulum peynirini denemekteyim. ki bir izmirli olarak izmir tulumunun
muhteşem lezzetini çok iyi bilirim. ve fakat moova’nın tulum peyniri gerçekten başarılı. ne de olsa egeliler.
başarılarının devamını diler, daha çok ürünleri olsun diye beklemekteyim.
normal kutu süte robdöşambr giydirilmiş gibi şık bir ambalajı var. tam yağlı olanı gayet lezzetli. yani o “lordlara
layık süt” imajını tadıyla da destekliyor.

metaforu açıklamak adına:
süt içmeyi sevmeyen birisi olarak merak edip light sütünü aldığımda beni pişman etmemiş aksine “ne güzel
bir sütmüş bu ya” dememe sebep olmuş markadır. umarım bu kalitelerini bozmazlar.

tam yağlı, light %50 ve light sütlerinin ayırımı ciddi zor. yanyana 3 tane küçük dairenin dolulukları değişiyor ve
üstlerinde tipi yazıyor. tabi önce bu ayrımı farketmeniz gerekiyor. dalgınlıkla yanlış ürün alma ihtimaliniz fazla.
ayırım için tek bakışta farkındalık yapacak bir tasarı daha iyi olurmuş.

sütünü lezzetli ancak beyaz peynirini başarısız bulduğum ambalajının rengine kurban sökeli süt ürünleri
markası

normal uht sütü.

yıllardır süt içerim ama ambalaj hariç başka bir fark bulamadım. ballandıra ballandıra yazılan farklara da
inanmadım. belirtildiği gibi yağ oranı fazlaysa ilerleyen dönemde de fazla fazla olacak mı ona bakmak lazım.
günlük süt olayına girsin onun tadına bakalım.

o zamana kadar aoç candır, canandır.

promosyonu ve tanıtımı çok ama çok yetersiz olan süt ürünleri markası. sözlükte tesadüfen görmesem böyle
bir markanın varlığından haberim dahi olmayacaktı. ineklerine çocukları gibi baktıkları kadar reklama da önem
verip, bütçe ayırmaları şart yoksa adı sanı duyulmadan tarihe karışan markalar listesine girecek.
tv reklamında klasik olarak anne, çocuk ve inek üçlemesini kullanmamış bir süt markası.

yıllardır süt içerim. bir çok markayı denedim, hepsinin belli aralıklarla tüketicisi de oldum ancak moova
hepsinden farklı bir süt olmuş. süt tadını damağınızda çok yoğun bir şekilde tadabiliyorsunuz.

tanışıklığımız şöyle oldu; markette özel bir bölüm ayırmışlardı moova sütleri için, mor mor ambalajlı bir sürü
paket dikkatimi çekti, baktım süt, 1,25tl fiyatı var attım bir tane sepete denerim diye. artık ne zaman markete
gitsem evde süt olsa da olmasa da alırım moova dan. yalnız geçen migrosta gördüm 2.50tl bizim mahalle
marketinde %50 yağlı olanı 1.25tl.

neyse peynirlerini falan daha deneyemedim zira çok pahalılar fiyat indirimine gitmeleri gerekiyor. ufak bir
karşılaştırma yaptım da diğer markalara göre fiyat farkı çok fazla.

facebookta da epey aktif bir sayfaları var. ineklerinin, çiftliklerinin fotoğraflarını paylaşıyorlar. güzel işler tabi
bunlar. gözlemlediğim kadarı ile kısa sürede sevilen, tutulan bir marka yarattılar ancak çok daha dikkatli
olmalılar zira başarıyı sürdürebilmek zordur.
devamını okuyayım…

süt ambalajının tasarımı oldukça başarılı olan süt ve süt ürünleri üreticisi…

tasarımdaki başarısıyla, sütü bardağa koyarken, yok damladı yok etraf battı derdini de ortadan kaldırmışlar…

fiyatlarına gelince pınar’dan pahalı olarak belirlenmesi, bir pazarlama hezimeti yaşamasına neden olabilir…
kaldı ki pınar gibi yılların markasıyla, daha dünkü bir markanın fiyatlarının aynı düzeylerde olması intihardan
başka bir şey değil… nihayetinde pınar sonrası pazarda yer alan, sek-mis-içim gibi markaların fiyat düzeyleri
daha makul ve anlaşılabilir bir fiyat olabilir…

ha tadı da pınar’a yakın… ve o da iş yapacak gibi…

ambalajındaki cafcafı halihazırda kullandığım içim, pınar markalarını değiştirmem için yeterli değil. başka
şeyler olmalı moova’ya terfi etmek için.

beyaz peynirleri öyle böyle değil. kelimelerle tarif imkansız. çok güzel.

gouda’sı gouda değil

inanılmaz lezzetli süt. ambalajı da muhteşem.

sütünün besin değerleri diğer sütlere göre biraz daha yüksek olan süt ve süt ürünleri markası. sanırım aynı
durum peynirleri için de geçerli.

türkiye pazarında bulunan pastörize sütler içerisinde pınar’la birlikte, en iyi tada sahip süt markası…

yağ oranı söylendiği gibi diğerlerinde kat be kat fazla… su gibi değil yani…

22 şubat’a kadar money card ile tansaş’ta tam yağlı sütünün fiyatı 1.47 tl’ye indirilen marka. %40 iskonto biraz
batan geminin malları bunlar gibi olmuş. en bilinçsiz tüketici bile burunları sürtüldü diye bakıyor olmalı.

ucuz bulmuşken taşıyabildiğim kadar kutu aldım. sonra, evde duran 1.50 tl’lik tansaş jenerik markalı süt ve
2.20 tl’lik pınar süt ile birlikte bir üçlü lezzet testine tabi tuttum. degüstasyon neticesinde, tansaş süt ile moova
süt arasında bir fark göremedim, pınar süt, açık ara lezzet birincisi. diğer ikisinin yanında, sanki pınar’ın içine
lezzet artırıcı katkı maddesi mi koyuyorlar diye şüpheleniyor insan ki biliyorum kesinlikle yok öyle bir şey.
[lütfen ukalalık addetmeyin ama hasbelkader isviçre’de süt içmiş birine türkiye’deki markaların hepsinin tadı
saman gibi geliyor. damaklarımız, ister istemez isviçre sütünü kalite çıtası* olarak görüyor. aradaki fark öyle
böyle değil.]

tansaş’ta aynı tarihe kadar bu markanın 250 gramlık paketteki tulum peynirinde de güzel indirim var; 5.75 tl
olmuş. indirimli fiyatıyla kilosu 23 tl’ye geliyor. yani ambalajsız açık tulum peynirinin üst fiyat sınırında. deneme
mahiyetinde bir paket aldım. lezzeti fena değil, arka plandan acımtrak çedarımsı tat geliyor ki severim o tadı.
tuzu ve yağı dengeli. dokusu yumuşakça. süt kokusunu da alabiliyorsunuz.

yüksek fiyatların stokları eritme sıkıntısını da beraberinde getirdiği görülüyor. premium marka olmak için çok
fırın ekmek yemek lazım. moova için henüz erken. zaman içinde teker teker adımlarla tırmanacaklar o
merdiveni. bu süreçte çeşitli hatalar yapılabilir. yeter ki en affedilmez hata olan tüketiciyi enayi yerine koymak
gibi bir büyük yanlışa sapmasınlar. mazallah.

söke’ye karşı bir sempatim vardır, o yüzden fiyatları makul tuttuğu sürece tercih ederim.

bu arada, tabii ki dengesiz fiyat politikası hiçkimsenin gözünden kaçmamış. piyasaya karizmatik çıkışları
sırasında mallarını en pahalı segmentte konumlandırmak her üreticinin arzusudur muhakkak. ki bu söktaş’çı
kayhan’lar hiç de kıro insanlar değil, marka nedir, katma değer nasıl yaratılır bilirler. ama satış ve pazarlama
kanalında bir dizi basiretsiz karar verildiği aşikar. profesyonel yöneticileri ve/veya müşavirlerinde bir sıkıntı var
galiba. iletişime yüklü yatırım yapmadıkça ve pahalı* algısını kırmadıkça yüksek fiyat seviyelerini muhafaza
etmek müşkül zira süt denen kategoride fiyat esnekliği çok az. marka sadakati de ancak “pınar zone” gibi bir
bölgeye ait. o zone’un içine dahil olup koth olmak uzun ve meşakkatli bir süreç.

hayırlı olsun. mütemadi muvaffakiyetler temenni ediyorum ve önümüzdeki yıllarda haklarında daha güzel
şeyler yazmayı ümit ediyorum.

am yagli olani inegin memesinden sut iciyormussunuz tadi veren hisli marka. beyler, meme dedim…

sütü hakkaten güzel, gerçek süte benziyor.

burada methedilen izmir tulumunu da denedim. o da izmir tulumu değil. böyle devam ederse çok yakında
batar.

tulum peyniri de hârika olan marka hakkında genel müdürüyle yapılan bir ropörtaj.
ortaklarının yaptığı bir sunum şöyledir.

edit: esharnt’in uyarısı üzerine link sorunu giderildi.

beyaz peyniri kuşaktan kuşağa aktarılmalı. iti oldum, hayvanı oldum resmen. maaşı bunların beyaz peynirine
yatırıyorum.

kaliteyi bozarsanız çizerim olm.

son olarak beyaz peynirine de bir şans vereyim dedim. bildiğin taze inek peyniri. hiçbir numarası yok.
sanıyorum bu firmanın peynirlerini öven arkadaşlar hayatlarında hiç iyi peynir tatmamışlar.

sütü gayet güzel. ama pınar zaten aynı lezzette sütü yıllardır satıyordu.

edit: klasik beyaz diye bi peynir daha çıkarmış. o hiç fena değil. ama ben beyaz peynir alırken rakılık aldığım
için bana pek hitap etmedi. kahvaltı için iyidir.

reklamı yeter. pek sevdim. alınır.

bir de bu süt, ambalajını açıp bardağa koyarken diğer sütler gibi “plonk plonk” şeklinde sağa sola sıçrayarak
değil, dümdüz herhangi bir olumsuz durum yaşanmadan dökülüyor. niye olduğunu hiç bilmiyorum ama öyle
olması beni iyice kendine bağladı.

kaşar peyniri tost yapımına uygun olmayan marka. zira peynir çok tuzlu olduğundan tostun tadını bozuyor.

yurtdisinda cok basarili olan ‘markalastirma’ calismalarinin (bkz: beats by dr. dre) ulkemizde sut ve sut
urunlerine uygulanmis hali. peynirini de sutunu de denedim ikisi de siradan.
ilk çıktığında oldukça pahalı fiyatları ile enteresan bir marka konumlandırma çalışması içinde olduklarını
gördüğüm, ancak sonrasında ortalama tüketicinin ürünün kendisi çok farklılaşmadıkça bu tip markalaşma
çabalarını pek sallamadığı için önce fiyatlarını düşürdüklerini ardından da 1 alana 1 bedava kampanyalarına
başladıklarını görüp üzüldüğüm firma.

kimse artık bunların danışmanları, kime yaptırmışlarsa focus grup çalışmalarını filan, birileri bu firmanın
sahiplerini fena keklemiş.

5.95’e aldığım kaşar peynirinin tadına bayıldığım marka. epeydir böyle kaliteli kaşar yememiştim.

geçen gün markette annemin bana aldırmadığı süttür. kendisine o kadar dil döktüm, şöyle iyi süt, böyle iyi süt
diye fakat annem hiç duyulmamış bir marka diye almadı, sütaş markalı süt almak zorunda kaldım ben de.

kaşar peynirini hiç başarılı bulmadığım marka. süt tadı gelmiyor diğer markalarda olduğu gibi. peynir
dediğinde süt tadı alınacak az da olsa.

ismi bende biraz nefret uyandırdı desem anlarlar mı?

mööva :/

işyerimde ,1 haftadır oda sıcaklığında, açılmış biçimde beklediği halde zerre ekşimeyen doğal (!) süd.

pazarlama gurusu seth godin’in pazarlama alanında başucu kitaplarından brisi olarak yorumlanan ‘mor inek’
isimli bir kitabı vardır. kitabın ana fikri başarılı olmanız için dikkat çekeceksiniz, dikkat çekmek içinse farklı
olacaksınızdır. akılda kalması için de mor inek örneği verilmiştir. bir inek sürüsü içinde mor bir inek olsa
hemen dikkat çeker diye. yaratıcı reklamcı ve pazarlamacı arkadaşlar da muhtemelen bu kitabın girişindeki
mor inek örneğini okuyup hemen mor renkli süt ambalajı tasarlamışlardır. ambalajın içindeki süt sıradansa ve
de fiyatı pahalıysa ambalajı mor yapsan ne olur, beyaz yapsan ne olur.

çıktığından beri merak ediyordum ama sütünü daha şimdi deneyebildim. bardağımı bile bitirmeden, taze taze
yazayım:

– kutusu çok mantıklı, süt bardağa dökülürken flopflop etmiyor. ayrıca kapaklı olması da yine artı puan.
– yine kutudan gidelim, görüntüsü çok güzel. renk, grafik, şekil filan… albenisi gerçekten var.
– marka ismini ise, bu işlerden anlamam tamam ama ne bileyim, pek mantıklı bulmadım. moova ne ya, kulağa
kaba geliyor.
– tadına gelirsek… ben sütü olabildiğince günlüğünden alırım, uzun zamandır uzun ömürlü süt içmiyordum.
günlük süte alışınca, uzun ömürlüler zaten “su katılmış” gibi geliyor ama, açıkçası moova bu konuda beni yine
de hayal kırıklığına uğrattı. çok fazla hafif. sadece yağından bahsetmiyorum, “süt tadı” yeterli değil.

sonuç: ben yine günlük süte devam ederim. moova’yı ise, sırf ambalajı güzel, kolay açılıp kapanıyor ve
bardağa doğru düzgün dökülebiliyor diye, sütlü bir şeyler yapacağım zaman alırım.

kurumsal kimlik çalışması çok kötü.. bu işler hakikaten önemliymiş, kötü örneğini görünce insan daha iyi
anlıyor.
hiç bilmediğiniz bir ürünün, sadece logosundan, adından ve ambalajından ne olduğunu anlıyor olmanız
gerekir. moova öyle bir isme, logoya ve renklere sahip ki çok güzel mobilya markası olurmuş. şöyle koltuk
takımı, oturma grubu falan satıyor gibiler. gıda sektöründe olacaksın, hele de süt ürünü yapacaksın, ve böyle
bir renk ve isim seçeceksin. bu tür ürünlerde tazelik ve doğallık çağrışımı yapması için yeşil ve beyaz tonlar
kullanılır. böyle radikal renk kullanan milka var evet, ama onlar direk taze ürün satmıyorlar ona rağmen koca
ineği mosmor boyayarak doğayla özdeşlik kuruyorlar bir şekilde.

kaşar peyniri güzel sut urunleri markası…yalnız tanıtımı kotu, sanki buyuk markalarin arkasinda pek sansi yok
gibi…
benim anam okumuş kadın.
ama alışveriş listesine moova light süt yazsam versem kendisine, o mor renkli boğuk kutunun yan tarafını
çevirip de, yarım yağlı mı, tam yağlı mı, light mı diye yuvarlakları sayacağını, bit kadar yazıyı yakın gözlüğü
olmadan okumaya yelteneceğini hiç sanmam. ülker alır gelir yüksek ihtimalle.
tadı çok güzel ama alırken yoruyor valla.

bir paketi diğer paketiyle aynı olmayan peynirler üreten süt ürünleri markası.
geçenlerde migros’tan kampanya ile bir kaç paket peynirini almıştık bu markanin. ilk paket lor peyniri gibi ya da
ekşimik gibi bir peynir çıktı, hani bu börek için satılan cinsten. neyse o paket bittikten sonra dün başka bir
paketi açtık. kolay kolay peynir beğenmeyen ben yemeye doyamadim, diğer taraftan bitecek diye korktum.
geleneksel peynir yapimi hakkinda az da olsa fikrim olduğu için bu tutarsizliği hoş görüyorum. her mevsimin
sütünün yoğunluğu, içeriği farkli olduğu için her peynir birbirini tutmaz. lezzeti, gözeneği, yağ miktarı farklıdır
çünkü. bu durum doğal oldukları iddiasını doğrular nitelikte, ama diğer yandan iki paket arasında bu denli bir
kalite farkının olması, henüz bir standartı tutturamamış olduklarını da düşündürüyor. iyimser olmakta fayda var.
her paketin birbirinden lezzetli olması umuduyla.

tasarimini cok begendigim, sutunu de cok begendigim ve soke’de ilkokula gidip yasadigim icin kendimi cok
sansli saymama sebep olan yeni marka.

kaşar peyniri aşırı tuzlu olan beğenmediğim marka. sütü fena sayılmaz, ambalaj tasarımı en azından çok iyi.
i s t a n b u l
sütleri şu an itibariyle favori sütüm olmasına karşı normal beyaz peynirini pek tutmadığım marka. belki ezine
peynirleri daha iyidir, denemek lazım.

ilk bakışta ne olduğu anlaşılmayan marka. ben bunların reklamlarını 100 kez görmüşümdür. ama bende hiçbir
zaman süt, peynir vs. markası havası uyandırmadı. ilk başlarda ped sanmıştım. daha sonra tuvalet kağıdı mı
ne sandım. çok sonraları bi gün bakkalda para üstü beklerken gözüme çarptı bi baktım üzerinde süt yazıyor.
oha bu süt müymüş lan dedim. yalnız o günden bu yana hala o yaptıkları alakasız reklamları çözebilmiş
değilim. hiçbir şekilde peynir, süt vs. çağrıştırmayan bir reklam. ha bu esnada acaba bende mi bi sorun var
diye de milleti bi kolaçan ettim. onlar da, biz de televizyonda görüyoruz ama ne olduğunu bilmiyoruz valla
şeklinde cevap verdiler. bu kadar şey yazmaya değecek bir şey değil ama az önce yine reklamlarına denk
gelip sinirlendim o yüzden belirtmek istedim.

reklamlarında inek, güneş, çiftlik vs bulunmasına rağmen hala ne olduğu anlaşılamayan markaymış. bazen
sinirleniyorum konkurlarda filan dolaylı olarak “bizim hedef kitlemiz mal” diyen müşterilere. ama sonra
görüyorum ki bazı bazı haklılar. ha ped amk ped. inek götünden yapmışlar.

ineklerimizi bi’ görseniz

çok merak edip, çevremdeki marketlerde bulamadığım için bir türlü içemediğim süt markası.

klasik beyaz peyniri inanılmaz, adeta 80’lerden kalma pahalı peynir tadındadır. kaşarı da gayet güzeldir.
bununla birlikte aynı adlı ürünün farklı tad ve kıvamda çıkması hususu benim de dikkatimi çekti. migros’taki 1
alana 1 bedava kampanyalarını dikkatle takip ediyoruz.

sütü ve peyniri aşmış yemiş bitirmiş muhteşem marka.

cafcaflı cancanlı ambalajlarından kıllanmıştım ama gerçekten çok iyiymiş. keşke daha önce ön yargılarıma
veda etseymişim.

uht olmasının ısrarla gözardı edildiği süt. bir de günlük süt versiyonunu çıkarsalar da biz de tadına baksak.

peynir paketlerinden bir tanesi güzel, bir tanesi kötüdür. tamamen şasınıza kalmış. sütleri de sek günlük sütten
sonra en iyi beğendiğim süttür. bi kere o sütü masaya dökmeyi imkansız kılan ambalaj tasarımı bile yeter. ama
bir günlük süt çıkartman lazım moova.

sütlerine kesinlikle şeker ilave ettiklerini düşündüğüm yeni nesil sütçü-peynirci markası. yine de tadı hiç fena
değil. sanırsam yoğurtları yok ama..

kurumsal kimliklerini landor yapmış. bana sorarsanız isim seçiminden ambalaj rengine pazarlama kitaplarına
konu olacak bir başarısızlık hikayesi. önce premium bir marka olarak yola çıkıp, sonra ciddi manada fiyat
kırdıklarına göre o kadar reklama rağmen istedikleri satışa ulaşamadıklarını düşünüyorum.

ambalaj ürünün mesajıdır. bu ürünün ambalajını gördüğünüzde gerçekten içinden organik süt mü çıkmasını
bekliyorsunuz? tamam rafta diğer ürünlerden ayrılmak önemlidir. ama moova, ismi ve ambalaj tasarımıyla
sanki votkaya karıştırılacak bir parti içeceği gibi görünüyor. hadi ürün meyveli süt falan olsa bu bir nebze kabul
edilebilir, ama konu premium bir organik süt olunca bu kadar ‘tasarlanmış’ olmak tam tersi negatif bir marka
algısı yaratıyor.

kendilerine tavsiyem;
– batık maliyeti sineye çekip moova markası ile vedalaşmaları
– daha az tasarlanmış bir isim ve ambalaj ile piyasaya tekrar çıkmaları (düz mantık ‘efeler çiftliği organik süt’
yazsalar o bile moova’dan daha iyi)
– eğer illa ki rafta ayrılmak için beyaz renk kullanmak istemiyorlarsa kraft kağıdı rengi ya da yeşil gibi daha
doğallığı çağrıştıran renkler kullanmaları.
– kullandıkları köşeli ve keskin hatlara sahip görsel dili terkedip, daha yuvarlak hatlara sahip bir görsel dil
kullanmaları (bkz: logo, typefaceler, tanıtım videoları vs.)
– uht’nin yanında cam şişede günlük süt satmaları (premium segmentteki kullanıcı sağlığının yanında geri
dönüşümü de önemser, dolayısıyla depozitolu olması avantaj bile olur)
– peynirleri ve yoğurtları için dahi cam ve çömlek gibi doğal ambalajlar kullanmaları
– televizyon ünlüsü bir doktoru marka yüzü yapmaları (bundan %100 emin değilim)
– fiyat indirimine asla ve kat’a gitmemeleri.

bu arada fiyat kırma politikaları sayesinde ilk defa sütlerini deneme şansına eriştim. uht olmasına rağmen
oldukça lezzetli. ürünleri iyi yani. eğer başarılı olurlarsa kurumsal kimlikleri sayesinde değil, kurumsal
kimliklerine rağmen başarılı olacaklar.

az önce 500ml lik süt kutusunu adeta bir hayvan evladı gibi kafama dikip bitiridğim süt ürünleri markası. sade
süt içme konusunda sıkıntı sahibi bir insanım,kokan sütle ve kokan peynirle aramdaki ilişkiyi “nefret” kelimesi
dahi açıklayamaz. fakat allahım bu moova nasıl bir süt,damağımdan aktı gitti lan! yumuşacık bir süt,yağlı
olduğu için sanırsam. ne dediğimi bilemiyorum şu an adeta mutluluktan saçmalıyorum.

idealist bir girisim turkiye gibi zaten kisitli potansiyel sunan bir pazarda yanlis marketing ile nasil rezil olurun a1
ornegini vermekte olan firma.

buhar ile köpürtüldüğü taktirde hali hazırda piyasadaki diğer markalara oranla çok daha nitelikli bir köpük
ürettiğini test edip onayladığım güzel süt markası. bundan sonra lattelerimde, mochalarımda kendisi bana
eşlik edecek. ama fiyatı daha önce kullandığım carrefour light sütlerin tam iki katı. bu da iyi değil tabii. kısmet
🙂

tam 2 dakika sonra gelen edit:

şimdi bütün bu olay şöyle gerçekleşti: ablam ve eşi kahve içmek için bir gün bana geldiler. ablam sek
espresso içmeyi sevmediği için latte içmeyi tercih ediyorlar. ben de evde süt olmadığını, onların evden süt
getirmeleri gerektiğini söyledim bana moova ile geldiler, ben de merak ediyordum. denedik falan, ben
kendime yapmamıştım kahve, sadece onlara yapmıştım. sütü köpürtürken çok güzel kremamsı bir köpük elde
ettiğimi farkettim. onlar da çok beğenerek içtiler vesaire. (yanında bir önceki gün yaptığım tiramisu da vardı,
belki ondan beyendilerdi, bilemiyorum)

neyse efendim, ben de dün alışverişe gittiğimde hadi dedim moova alayım, bi kahve yaparım kendime. şimdi
az önce kahveyi yaparken gene ablamlara hazırlarkenki efsanevi sonucu aldığımı farkettim. kahvemden bir iki
yudum alıp hemen koyuldum sözlüğe yazmaya: “buhar ile köpürtüldüğü taktirde….” falan filan. entrymi yazdım
bitirdim. hehe dedim kendi kendime. sonra kahveme yöneldim ki bir de ne göreyim?

köpük yok!

4 senedir latte yapıyorum. 4 senedir süt köpürtüyorum. hayatımda ilk defa kendi kendine bir anda yok olan bir
köpük gördüm. latte’m bildiğin sütlü kahveye dönüşmüş. normalde fincanım bitene kadar köpüğüm
bardağımın üstünde durur, içeceğimin hemen soğumasını engeller, hatta bardağımı bitirdiğimde bile
bardağımın dibinde kalırdı. ama şimdi ne oldu? köpük yok oldu!

ne yapacağımı şaşırmış durumdayım sözlük, sevinsem mi üzüsem mi bilemedim resmen!

sütü son derece başarılı olan marka, şöyle ki, en başta reklamı ve ambalajı cazip geldiği ve merak
uyandırdığı için almıştım moova sütü. uht süt ile günlük süt arasındaki tat farkını herhalde kimse reddedemez,
daha önce pınar süt’ün normal, light, organik ve organik light sütlerinin günlük süte göre neredeyse hiç tadı
yoktur. ama moova süt bu açıdan, günlük süt kadar olmasa da süt tadı veren bir süt. ayrıca ambalaj tasarımı
da çok iyi, zira tepeden açılan ambalajlarda sütü bardak dışında biryerlere fışkırtmamak için çaba
göstermeniz gerekiyor, halbuki moova ne kadar da kolay dökülüyor bardağa. en kısa zamanda sitemizin küçük
marketinde de görmeyi beklediğimiz süt markasıdır.

endime nick olarak seçebileceğim kadar sevdiğim markadır. rengiyle alakası yoktur.
moova
tüketiciye yanlış ön sahne sunan markadır. ben severek içiyorum, cidden çok güzel süt, lakin mahalle teyzesi,
pazar amcası böyle düşünmez olayı, ismi cismi bi yabancı. süt değil bir kara üzüm suyu, bir böğürtlen suyu
gibi.. renk şahane orası ayrı.

kalitesine dair beni inandırmış süt ve süt ürünleri markası. buradaki eleştirileri bilmem ama ben değişik
tasarımı nedeniyle “hadi bir deneyeyim” diyerek ilk olarak peynirini edindim. peyniri çok lezzetliydi.

peynir tamamdır, sütünü alayım bir de dedim. öteki gün marketteki kalan 6 moova sütü almam bir oldu. yıllardır
“büyüdüm pınarla büyüdüm” diyen şahsımı bir anda yoldan çıkarttı.

üzerinde yazan “sizin için bir çiftlik kurduk” mahiyetinde yazan yazı da çok sempatik. ürünlerinin kalitesini
gördükten sonra inandırıcılığı üst düzeye getiriyor.

ezcümle; ismini, paketini, yazısını bilmem ama, lezzetiyle hakikaten “olmuş” bu dedirtmiştir.

extra light sütü bile espresso makinesinde köpürebilen, köpüğünü diğer skimmed milk sütler gibi 5 dakika
içinde kaybetmeyen marka. sebebi nedir bilmiyorum ama bir kez denedikten sonra öyle alışkanlık yaptı ki artık
moova bulamayınca üzülüyorum. köpüğünü yediğim.

aydın merkezli süt ve süt ürünleri üretimi yapan firma. harika bir tanıtım kampanyası ve sosyetik ambalajla
piyasaya girdiler. gerçekten kaliteli ve leziz ürünleri var. ama ülkem insanı için fazla kalite sorundur her zaman.
üçgen ve dairelerden oluşan marka ismi, mor renk ambalajlar %100 yerli malı üründe bir anda ithal havası
estirmiştir. süt ambalajı fransadan ithal meyve suyuna, kaşar peyniri ambalajı danimarka’dan ithal peynirlere
benzemiştir. yine bakkala markete ismini sormaya çekinen halkımız bu markaya da temkinli yaklaşmıştır.
velhasıl onca kaliteye rağmen yazık olmuştur bu markaya. merdivenaltı firmaların ürettiği sütle aynı fiyata tam
yağlı süt satmalarına rağmen halen rağbet görmemektedir. türkiye’nin %60’ı inatla evine sokmayacaktır bu
markanın ürünlerini. zaten başımıza ne geliyorsa o %60 yüzünden geliyor. laaan… süt markası tanıtırken yine
siyasete daldım aq. affedin.

sanıyorum yeni ustalar getirtmiş. önceleri bi boka benzemeyen edam peyniri gayet güzel. fakat fiyatı ithal
edamlarla aynı. yerli malı yurdun malı bari biraz ucuz olmalı.

o nasıl bir harika süttür dediğim, şu sıralar su niyetine içtiğim inekleri öpülesi şey. bayıldım ben..

öncelikli olarak beyaz peynirini pek beğenmediğim, vasat bulduğum süt markasıdır. ben yine peynirlerimi
tadına bakarak aldığım yerlerden almaya devam edeceğim. fekaaat sütüne tapıyorum. süt gibi süt. şimdilerde
bir adet mikro dalga edindim, sütü kaynatarak hazırlıyorum kahvemi. nefis olmakta problemsiz. velakin cuma
günü pınar süt almak durumunda kaldım ve de ortada kaldım sevgili sözlükçüler. üç girişimde de kesildi
şerefsiz süt. bu nadide güneşli mart sabahı çıkıp moova almak zorunda bıraktı. şimdi mutluyum. sıcacık
kahvemi içerken entry giriyorum ve de mırıldanıyorum. mooooooooovaa mooooooovaaaa.

anne görüşü temalı reklamlarını çok başarılı bulduğum süt markası. reklamları moovanın resmi sitesinden
izleyebilirsiniz.

moova

aoç sütüyle birlikte en iyi süt markası. nasıl bir anda fırladı, çıktı etti, anlayamadık.
bardaklardan birine moova süt , diğerine herhangi x marka süt konur ve her iki bardak da fondip yapılır.
akabinde gözler az önce moova ile dolu olan bardağa sabitlenerek şu cümle kurulur: az önce içtiğim sütse bu
ne , bu sütse az önce içtiğim şey neydi? ayrıca gerçekten evde yoğurt yapıyorsanız başka hiç bir marka ile
aldatmamanız gereken süttür.

light olanını bile kaynatınca hafiften kaymak bağlayan süt.

hipster sütü.

içimi güzel, ambalajı ise arkadaşa ”oha onun içinden süt mü akıyo?” dedirten sütlü marka.

yarın iş görüşmesine gideceğim diye sözlükteki tüm yorumlarını okuduğum markadır.
zira henüz kesinleşmemiş olsa da çalışacağım firma ve markanın inandığım/inanacağım bir marka olması
benim için önem arz eder.

yalnız yorumlarda takıldığım bir şey var, aslında çok şeye takıldım ama en çok takıldığım, uht sütün lezzetinin
ayırt edilebilir bir şey olduğuydu.ben uzun zamandır günlük süt tüketiyorum ama evimin etrafında günlük süt
bulamadığım zamanlarda tükettiğim uht sütlerin tadında “ahh bu daha lezzetli” diyebileceğim kadar bir farklılık
deneyimi hiç yaşamadım. böyle yorumlar görünce moovayı alıcı damağıyla bir kez daha denemeliyim
sanırım.

günlük sütte ise gerçekten lezzeti ayırt edilir derecede farklılıklar var. ben sek tüketiyorum çünkü üzerinde
düşük ısıda işlem görmüştür yazıyor ve tadı da çok güzel. diğer tüm markalarda “yüksek ısıda” yazıyor.
üzerinde yazan her şeye inanalım mı diye sorarsanız; private label yaptığım zamanlarda işin mutfağını
dolayısıyla gıda mevzuatlarını azcık bilen birisi olarak kurumsal firmalar ambalajın üzerinde yazan her şeyi
kanıtlamak ve proseslerinde uygulamak zorundadır. ancak şöyle bir şey vardır; örneğin bir ıslak mendilin
üzerine pamuklu yazarlar ve siz sanki mendil %100 pamuktan üretilmiş sanırsınız ancak mendil sadece %15
pamuk içerir gerisi viscon ya da petdir çünkü mevzuat “%15 ten az olmamak kaydıyla pamuk eklersen
pamuklu diyebilirsin” der.
(mendilde beyaz ya o sebepten mendil örneği verdim.)

sütün mevzuatını ve proseslerini bilmediğim için net bişe diyemem ama şunu bilirim ki piyasadaki kalbur üstü
4-5 markanın içeriği ve prosesi %99 aynıdır. yani hiçbirinin birbirinden farkı yoktur aslında. hepsi mevzuatı
uygular ve hiçbiri ben daha az kazanacağım, daha yararlı süt üreteceğim demez. yalnızca sütü topladıkları
bölgeler farklılık gösterir ki oda yüksek ısıda işlem gördüğü için bizim damağımıza kadar o bölgesel
aromasını kaybeder.
bildiğim kadarıyla sadece pınar ve moova nın kendi çiftlikleri var. moova %100 kendi çiftliğinde üretiyor ancak
pınarın anlaşmalı olduğu çiftlikler var.

ambalajın pazarlama konusunda ne kadar önemli olduğunu bize kanıtlayan süt ürünleri markası.

kutusundan bardağa en sorunsuz şekilde süt koyabildiğiniz marka bu olsa gerek. hiç bir yere sıçramıyor.
sonunda biri başarmış.

alışılageldik inekli çayırlı çimenli kutuların dışında oldukça sade ve hoş bir o kadar havalı kutusu olan yeni
üretim olduğu tahmin edilen süt markası.

gecen sene kesfettigim, anne gorusu temali tebessum ettiren reklama ve lezzetli sutlere sahip marka.

reklamlarındaki pimpirikli anne portresiyle marka imajını özdeşleştirirken sanki o tip manyak annelerin
manyaklığını onaylayan, iyi anne böyle olunur mesajını veren süt ürünleri markası..oysa reklamında çizdiği
anne imajı olsa olsa helikopter anne tanımına uyabilir, keza çocuğunu sıcak günde kat kat giydiren,
tabağındaki tepeleme yemeği yemesi için zorlayan bir annenin çok da iyi bir anne olmadığı aşikar..
neklerin “moo” seslerinden esinlenilmiş de olsa süt ürünlerine vermek için ilginç bir isim seçmişler bence.
daha çok bir mobilya markası canlanıyor aklımda bu kelimeyi duyunca.

piyasaya çok uçuk rakamlarla girdi. 1 lt sütü 3.5 tl’ye satılyordu marketlerde. zira peynir çeşitleri de öyle,
baktılar olmuyor, fiyatları baya bir aşağı çektiler. pazara gerçek anlamda yerleşmeleri çok uzun süre alacak,
sadece kendi sütünü işlemelerini ki, bu süt dünyanın en hijyenik sütlerinden, şu ana kadar avantaja
çeviremediler, ne fiyat olarak, ne de farklılık olarak.

çiftliğini bizzat gördüğüm hoş yerden gelen hoş süt ürünleri. hele o süt kutuları yokmu hastasıyız. beyaz
peyniri de ekstra lezzetlidir.

anne bakışı temalı reklamları ve en az reklamları kadar başarılı ambalajıyla beni kazanmış olan, tez vakitte
deneyeceğim süt ürünleri markası.

hem o kadar pimpirikli olucam hem de çocuğuma uht süt mü içiricem yahu diye düşündüren marka.

başarısız bir isme sahip marka. türk tüketicisine olabildiğince uzak bir isim seçmişler. halbuki bu tip ürünlerin
içselleştirilmesinde kültürel kodlar büyük rol oynar.

başlangıçta ambalajına kanıp aldığım, şimdilerde ise tamamen tercih ettiğim süt markası.
ayrıca izmir tulum peyniri de güzel. tavsiye edilebilir.

en kısa zamanda günlük süt üretmeye başlaması gereken marka. piyasaya çıkalı çok uzun zaman oldu, neden
hala bunu yapmadıklarını hiç ama hiç anlamış değilim. uht sütün hiçbir faydası olmadığını düşünen ve taze
süt ya da pastörize günlük süt tüketmeye çalışan büyük bir kitle var halbuki. çok büyük bir eksiklik. bunu
yaptıkları zaman benim de deneyeceğim marka. ve o kadar titiz anneler neden çocuklarına uht süt içirsin ki?
anne görüşü…

light kaşar peyniri hayatımda yediğim en kötü şeyler listesinin birinciliğine oynar. tamam light kaşar peynirleri
genel olarak pek lezzetli değildir, birçok markanınkini denedim ama bu kadar tatsızını, lastik gibi olanını hiç
görmemiştim. bir daha üstüne para verseler almam.

burada hakkında yazılan pazarlama başarısızlığı yazılarına çok şaşırdığım marka. pazarlamadan
anladığımdan değil de, “premium” çıktıktan sonra halka inmesini ve özellikle de alışılmış, birbirinin aynısı
ambalajlardan farklılığıyla gönlümü kazanmış olmasından.

bir kere tadı cidden diğer markalardan çok çok iyi. uht değil de günlük süt gibi mübarek.

ve kutusu, klişeleşmiş beyazdan farklı, çarpıcı ve modern. bildiğin şık.
üstelik şekil itibariyle de en az sıçratan, damlatan karton kutu, daha ne olsun?

yumuşak içiminin ve mor şıklığının hastasıyım kısaca.

* kaşarı da güzel.
sütünü çok sevdiğim ancak bizim bakkalda bulamadığım marka. bizim laz bakkala da uğrayın be abi söz ben
alcam ondan hepsini.

edam ve gouda peynirlerini deneyip beğendiğim marka.

kahve’ye kullandığım en güzel sütün üreticisi.

sanırım tek kötü yanı buzluğa atınca çabuk soğumayan ambalajlara sahip süt satan firma. gerçi kola, fanta
şişesi gibi plastik değil ki moova da haklı. öyle bir süt ki kefir bile daha güzel mayalanıyor bu sütle. zaten
üretim tesisleri yakınımda, sanırım bu yüzden biraz daha güveniyorum. hani bir sorun çıksa gidip kapılarını
çalacakmış gibi.

pakedi okuma yazma estetik vs sever insanlar tarafından tasarlanmış süt. birinci o tarzı bir yuvarlak gri bir açış
yeri içeriyor. m harfi zarfın hareketli kısmı silinmiş gibi sanki. birinci o gri, sadece büyük bir nokta, ikinci o
beyaz. tamanı yukarda ve aşağıda iki gri üçgen ise v ve a harflerini oluşturuyor. italik el yazısıyla süt yazan
pakedin tam göbeğine bir o daha yerleştirilmiş, içinde köpüklü süt var. paket mordan ziyade bordoya benziyor.
tabanda silik puantiye desenler var. yağ oranına göre üç ayrı puntoyu açık mor (bordo) renginden beyaza
çeviren laytlık ölçeri mevcut.

light süt pakedinin üzerinde şunlar yazıyor:

sizin için bir çiftlik kurduk. (italik elyazısı)
çiftçilerimize ekmeleri için iyi tohumlar verdik.
bu tohumları eken çiftçilerimiz iyi hasat aldılar.
ineklerimizi bu doğal hasatın ürünü yemlerle besledik.

en son teknoloji ile donattığımız fabrikamızı çiftliğimizin hemen yakınına inşa ettik. böylece sütüüümüzü hiç
bekletmeden olması gerektiği gibi işledik.

en sonunda besin ve vitamin değeri yüksek light sütümüzü özel tasarlanmış, kullanıcı dostu ambalajlarına
doldurduk.

formuna dikkat eden herkes istediğinde lezzetli sütümüzü doya doya içebilsin diye.
devamını okuyayım…

uzun ömürlü pastörize sütler arasında kesinlikle piyasadaki en iyi marka. neredeyse günlük süt lezzetine yakın
bir tadı var. ayrıca yukarıdaki entry’lerde tespit yapıldığı üzere moova’nın tam yağlı sütü kefiri bile ayrı lezzetli
kılıyor.

çevrilebilir kapaklı, diğer tüm markalardan daha kalın ve kaliteli ambalaja sahip sütleri bulunan marka.

söke firması olması, market ürünlerinde izmir ve ege milliyetçiliği yapanlar için ayrıca tercih sebebidir.

fabrikasyon sürecinden geçen tüm süt ürünleri pastörize ve homojenize edilir. ne demek, pastörizasyon,
pasteur tarafından prensip olarak icat edilmiş ani ısıtma ani soğutma prosedürüyle tüm bakteriyal materyali
öldürmek, ve homojenizasyon, süt veya süt ürününü cinsine göre özel işlemlerden geçirerek bileşimindeki su,
protein, laktoz vs tüm malzemelerin raf ömrü boyunca homojen süspansiyon olarak kalacağını garanti altına
almak.

işte burada sütün yağ ve protein oranlarının, bu oranın mevsimsel dönemlere ve sütün kaynağı olan çiftlikteki
inek cinsi ve bakımı gibi şartlara göre değişiklik göstermesi önemli bir sorun. öncelikle inek sütünün %4,5-6
arasında yağ içeriyor olması ve bu miktarda yağın su içinde asla yeterince uzun süre homojenize edilemez
olması var. bu yüzden tüm sütlerin yağ oranı tam yağlı >=%3, yarım yağlı >=%1.5 olacak şekilde azaltılır, buna
moova da dahil. bir zamanlar uht sütlerin günlük sütlerden pahalı olmasının ana sebeplerinden biri buydu.
ozamanlar yağ alma işlemi bir maliyet olarak görülür, ozamanlar krema pazarı türkiye’de çok küçük olduğundan
alınan bu yağın fazlası atık olurdu. günlük sütlerde zaten raf ömrü 3 gün olduğundan yağ oranına dokunmadan
homojenizasyon işlemi başarılı olabiliyordu.
bugün ise süt yağı çok daha değerli olduğundan, yarım yağlı sütler tam yağlı sütlerden ucuzdur. hatırlayın 7-8
yıl önce hangisi pahalıydı… ve şimdi günlük sütler dahi yağı azaltılmış ama tam yağlı statüsünde piyasaya
sürülmekte.

uzun zamandir kotu olan durumu sonucu, turkiye operasyonunu bitirme karari almis sirket.

simdilik aydin, izmir ve belki istanbul’da faaliyetlerini surdurmeye devam edecekler.

ızmir tulumu,tuzlu taze kasar olan marka.
sütünün güzelliğine kanıp beyaz peynirini deneyince hayal kırıklığına uğratmıştır.
peynirin olmadığı kahvaltı sofrasına oturmayan biri olarak bunun olduğu sofraya da oturmam.
gerçi daha kötüsü de var;

(bkz: sütaş süzme peynir)

bugün tüm tesisini gezme fırsatı bulduğum ve kendilerine hayran kaldığım marka. modern hijyenik genç ve
heyecanlı bir ekip iş basında. tesis müdürü taner bey’e moova ne demek dediğimde hic bir anlamının
olmadığını ne inek moo’su nede ova’nın ovası oldugunu öğrendim. yahu nasılda guzel uyduran bir milletiz
diyede düşündüm ama bunun konu ila alakası yok.

sütü dolabın karşısında kutusundan içen öküzler için boyun fıtığına davetiye çıkaran marka.

içerken kutuyu yan hatta baş aşağı çevirip içmek çözüm gibi görünse de süt zayiatı caydırıcı olabiliyor. ha
çene, boyun hatta göğüs bölgem bebek poposu gibi yumuşacık olsun diyenler için süt banyosu keyfini aynı
anda yaşatabiliyor.

dolabı açıp bu mor ambalajı görünce sütten soğur oldum, halbuki cam şişedeki günlük sütler öyle mi. buz gibi
geniş ağızlı şişeyi kafaya dikince en az yarım litresini şaldır şuldur yuvarlamadan durabilmek elde değil.

neyse moovaya bok atıp sütümüzü de içtiysek yatalım artık..

gözlemlediğim kadarıyla en çabuk bozulan beyaz peyniri üreten süt ürünleri üreticisi… sanırım bu adamların
ürettiği peynir hakket doğala yakın…

açık ara piyasadaki en iyi ve en doğal sütleri üreten firma.peynirleri de fena değil.

daha önce onlarca kez aldığım peynirin tadı garip gelince e-mail attığım, sonrasında evime kurye göndererek
ürünü geri alan firma. bir de yanında ürünlerinden oluşan hediye paketi göndermişler.

aydın söke ilçesinde fabrikası ve çiftliği yer alan süt ve süt ürünleri üreticisi firma.

laktozsuz sütü ne zaman çıkacak diye beklemedeyim.

ürettiği parmesan peyniri orjinalinin çok uzağında olsa da yoklukta gideri var olan bir peynirdir.

hazır paket sütler arasında ki en iyi sütü pazarlayan firma. ayrıca kipada sütün fiyatı sürekli değişiyor. 2.75 tl
iken bu gun 2 tl ye aldım 10 kutu.

tesisi de en az ambalaji kadar ilgi cekici olan firma; inek maketleri, mor tabelalar, genc bir kadro.
kendi ciftliklerinde yetistirdikleri hayvanlarin sutlerini kullanmalari benim icin tercih sebebiydi. tesisi gordukten
sonra bu isin nispeten yeni de olsa icinde olan biri olarak tuketmeye devam edecegim.

şüphesiz en şık paket tasarımına sahip süt markasıdır.

piyasadaki neredeyse tüm süt markalarının aksine, güzel bir pazarlama taktiği olarak kutularında mor rengi
seçmiş marka. morun ne olayı var amk demeden önce bilin isterim ki, mor insanların aklında daha kaliteli,
daha elit algısı uyandırmalarını sağlayan bir renktir.
not: her renk insanlarda farklı bir algı oluşmasını sağlar.

arkadas tavsiyesi uzerine sutunu alip, cok begendim. tadi diger markalara oranla bariz daha guzel.

süt kutusu mükemmel olan firma.

sütü bardağa dökerken hiç mi lık lık lık yapmaz. sütü kutudan bardağa boşaltmak o kadar zevkli ki sirf bunun
için süt içebilirim.

sütü için bir şey söylemek gerekirse light olanı su gibidir onu sevmiyorum.
yağlı olanı ise normal ve lezzetli bir süt.

parmesanı skandaldır. şu an dopdolu bir kutuyu çöpe atıyorum. haaa benim kıllığım olabilir bu ama benim
alıştığım tat bu değil. gerçeği gibi yapamıyorsanız yapmayın arkadaş.

(bkz: yanlış parmesan peynirden soğutur)

taze kaşar peynirini beğenmedim. puan ortalama verebilirim. ama öyle bim markalarından farklı değil.

taze kaşarı doğrudan tüketmeye uygun, lezzetli.

ancak tost arasına girince çamura dönmekte, sünüp uzuyan bir peynirden ziyade beyaz peynire dönen bir
peynir.
moova diye gıda markası mı olur lan? ben bu markanın reklamlarını ilk gördüğümde bir mobilya veya
mefruşat gibi sektör markası sanmıştım.
reklam jingle’ı falan da öyle bir çağrışım yaptı bende. sonra gıda markası olduğunu öğrenince şaşırmıştım.

hala da alışamadım ben bu markaya.

pastırma fiyatına kaşar satan ucibik işletme..

moova light süt içeriğindeki besin öğeleri ile mükemmel gözüküyor… ligth denince akla katkı maddesi geliyor,
ancak bunda katkı maddesi sıfır düzeyinde… koruyucu da içermiyor…

100ml’de 35 kalori, 3,5 gram protein, 0,15 gram yağ, 5 gram karbonhidrat içeriyor… diyet severler için ideal…

ambalajlarını çok beğendiğim marka. ilanlarını da eğlenceli buluyorum, ancak internet sitesine girince büyük
hayal kırıklığına uğradım. aynı yaratıcılık, akıcılık yok burada. ilginç.

moova

sütlerinin lezzeti ciddi anlamda çok iyi, ambalaj tasarımı bakımından da oldukça kullanışlı. kapağı açıp
bardağa süt dökerken dizaynından dolayı içeriye hava aldığından neredeyse sabit debi ile dökülüyor ve
bardak dışına taşma vb vakalar yaşanmıyor. fiyatları diğer üreticilere göre pahalı tabii. tek eksisi bu.

paketleri güzel süt ürünleri üreten firma. ben de bu “paketlere” kandım. tam yağlı sütünü aldım, “beyaz su”
çıktı. kazıklanmaya doyamadım “gouda”sını aldım, kaşar bile olmayan bir peynir çıktı. yetmedi “taze kaşar”ını
aldım, tost yapayım dedim, bırakın ekmeğin kızarmasını, daha üzerindeki margarin erimeden, tost makinesini
terk edip mutfak tezgahına aktı. yeterince şans verdim ben kendisine, kötü kullanmayı geçtim, bokunu çıkardı.
bu saatten sonra, bakkalda satılan, son kullanma tarihi geçmiş, markasız süt ürünlerini alırım, üstüne para
verseler moova almam…

renginden dolayi elestirenleri anlamadigim muthis sut markası. sut dediginiz illa mavi yeşil falan mi olacak?
morun en sevdigim renk olmasini bir tarafa birakirsak diger birbirinin aynisi onlarca markanin arasinda kendini
belli etmesi bile onlar icin buyuk avantaj bence. ayrica benim gibi sute bayilan ama gunluk sut hic sevmeyen
kisiler icin ideal bir sut markasidir.

maalesef peynir çeşitlerini her markette göremediğimiz marka. (bursa için)

söke’den çıkan ve ürünleri genellikle beğenilmiş olan marka idi. üretimi durdurma kararı almış. hayırlısı.

gerçekten çok beğendiğim, en kaliteli firmalardan biriydi. umarım üretim durdurma kararından bir şekilde
vazgeçerler veya ortak bulurlar.
üretimi durdurdukları için üzüldüğüm süt ve süt ürünleri üreticisi… onca yatırıma, onca emeğe ve yüzlerce
çalışana yazık…

tercih ettiğim bir markaydı. üretimi durdurmalarına üzüldüm. umarım tekrar faaliyete geçerler.

sütü inanılmaz lezzetli ve uygun fiyatlı firma. paketleme rengi ve yazı karakterinden kaybettiler bence. bu kadar
andavalın olduğu ülkede mor ineğe atıf yapmak neyine o çağdaş yazı karakteri neyine? koy inek resmini,
kazandan dökülen sütü sat gitsin. imaj kurbanı olmustur.

üretimi durdurmalarına şaşırmadım fakat üzüldüm.

piyasadaki en lezzetli uzun ömürlü süttü. 200 ml kutusu çıksın diye beklerken bu haber ters köşe oldu.

sempatik buldugum, cabalarini zaman zaman gulerek karsiladigim bir firma(ydi) ancak beyaz uzerine mavi ve
yesil renklerin hakim oldugu ve isimlerin “birseyoglu” ya da tabiattan isimler oldugu bir piyasada mor kutu ve
turkce olmayan bir isimle basarili olmalari cok zordu.

süt ile ilgili olmayan ters ambalaj ve renkler kullandığı için satışlarının bundan kötü etkilediğini düşündüğüm
süt ürünleri üreten firma.

ilk gördüğümde süt olduğunu bile anlamamıştım. süt reyonunun içinde mor bir kutu duruyordu. dandik ucuz
sütlerden biri sanmıştım. markasını bile okumak zordu. daha sonra ne olduğunu öğrensem bile o ön yargı
içimde kaldı her zaman ve hiç bir ürününü almadım. koyu renkli bir süt kutusu içindekinin de koyu olduğu
izlenimini bilinç altına iletiyor sanıyorum. temizlik ferahlık süt parlaklığı gibi izlenimler bu markanın ürünlerinde
ne yazık ki yok.

sanıyorum bunlar seth godin’in “büyük mor inek” kitabından esinlendiler. kitapta piyasada rakiplerden
farklılaşmaktan bahseder ama bunlar kitabın adına takılıp farklılaşma derken direk mora dalmışlar. ürüne,
müşteriye, piyasaya uygun bir farklılaşma yapılması gerekirdi. farklılaşmak adına pastahanede bok görünümlü
bir pasta yapabilirsiniz ve süper farklı olursunuz ama kimseye satamazsınız, gelenler de kaçar. fakat boku
çuvala koyup gübre olarak rahatlıkla satabilirsiniz.

tabi işin arkasında ekonomik, hatalı kararlar, kötü yönetim, mali finansal problemler de vardır arka tarafta.
oralarını bilmem.
devamını okuyayım…

üretiminin durdurulduğu haberini üzüntüyle karşıladığım marka. özellikle sütleri çok iyiydi. çok sağlam yoğurt
yapılıyordu sütünden üstelik. zaten piyasada kaliteli üç beş marka var, onlar da böyle yitip gidiyor..

üretimi durdurmasına ciddi anlamda üzüldüğüm firma. sütaş ürünlerinden zerre hoşlanmıyorum.
yoğurtlarından defalarca garip çöpler, böcekler çıkmışlığı var. peynirleri kötü. pınar’ın peynirleri de en az sütaş
kadar kötü. hele beyaz peyniri, bildiğin lor gibi parça pinçik oluyor. yörsan eh işte. ekici yoğurdunu sevmiştim
epey. ama moova peynir konusunda benim beklentimi karşılıyordu. süt sevmeyen insanım, sütlerini bile çok
beğenmiştim. çok şık bir ambalaj tasarımı ve gerçekten hoşuma giden bir logo fontu vardı. tasarımı bir yana,
çok lezzetliydi tüm ürünleri.

kıymeti bilinemeyen marka. gerektiği gibi tanıtamadı bence kendini, bakkallara inemedi belli başlı yerlerde
bulabiliyordum. insanlara moova içiyorum diyince çoğu ilk defa duyduğunu söylüyordu. milletteki sütaş, pınar
algısını da kıramadı. oysa tadı hepsinden fazlasıyla ötedeydi. şimdilik yola torkuyla devam.
gerçekten en iyi uht süttü. en lezzetli ödül falan da almıştı kutusunda yazıyordu. nasıl batırmayı becerdiler
anlamak zor. sadece kendi bölgesi olan aydın-muğla’da pazar lideri olsa yine ayakta kalırdı. bodrum’a
kuşadası’na 1 izmir’e saat uzaklıkta olup oradaki en pahalı sütü satmaları tuhaf oldu.umarım dirilir.

fabrikanın bulunduğu taraflardan bir arkadaşımın anlattığına göre marka adı şöyle belirlenmiş. patronlar, işçiler
arasında bir beyin fırtınası yapılmasını istemiş isim önerileri gelmiş bolca. en nihayetinde bir işçinin bulduğu
moova ismi kabul görmüş. “mo” ineğin çıkardığı ses, “ova” da bildiğiniz ova işte. nitekim basit ancak gayet
orjinal bir isim ortaya çıkmış. logosu da gayet güzel bence.

sütü süt gibi olan süt markası(ydı).
olum şaka maka çok lezzetli lan bunların sütü.
içtikçe içesi geliyor insanın.
paranın gözü çıksın.
keşke param olsa da bir tek bana üretseler. ama üretseler.

haberlere göre üretimini durdurmuş marka. fakat çiğ süt üretimi devam edecek yazıyor. artık herşeyin
sahtesini daha çok sevdiğimizi gösteriyor moova’nın batması. belki yazılmıştır, süt ve peynirlerinin tadının
devamlı değiştiği eleştirisi vardı bu markayla ilgili halbuki bir gıda mühendisi arkadaşım işte bu zaten daha az
katkı maddesi kullandıklarını gösterir demişti. her iyi ve güzel şey gibi sonunu gördük.

light olanı bile çok güzel ve lezzetli bir süttü, allah rahmet eylesin.

en son satın aldığımda indirimdeydi, vay anasını arkadaş indirimde bile satılmadı demek ki. diğer sütlerle
fazla fiyat farkı yok, kutusu da güzel diye bunu alıyordum. doğadan’ın ballı yeşil çayını tedavülden
kaldırmasından sonra market alışverişi sektöründe yaşadığım ikinci yıkım.

üretimi durdurma haberi ile üzmüştür.
ama…
şimdi eğri oturup doğru konuşalım. tabi olmuş bitmiş bu dakkadan sonra eleştirmek, fikir uydurmak manasız
gibi olsa da, bir tasarımcı adayı olarak en azından ülke içi pazar ve reklamlarını bildiğim kadarıyla, kendi
fikrimce “neden?” diye düşününce bunlar aklıma geldi:

bu markanın tutmama sebebi ve markanın en büyük hatası çok kötü marka kimliği tasarımıdır.
biraz grafik tasarım ve reklam bilenler bunu bilir, bu şekilde ne yazık ki olmazdı zaten.
ürün kaliteliydi ve belli bir sermaye de vardı demek ki yine de bu kadar zamandır aktif kaldı.

peki, geleneksel veya alışıldık basit bir imajla piyasaya girmesi mi lazımdı? hayır, halka inmek için modern
olmaktan ödün vermek gerekmiyor.
peki marka adı türkçe ya da anlaşılır birşey mi olsaydı? hayır. öyle olsa bir sürü yabancı isimli ya da kısaltma
olan temel gıda markası tutmazdı.

peki sorun ne?
sorun, gayet temel bir ürün-kimlik örtüşmezliği. mesela bu imaj ve ambalaj tasarımıyla atıyorum bir kişisel
temizlik ürün yelpazesini tutturabilirsiniz. ama süt ve süt ürünlerini tutturamazsınız.
süt ve süt ürünlerinde vermeniz gereken alt mesaj ve görüntüleri çağrıştıracak temel renk ve sesleri kullanmak
zorundasınız ne yazık ki.

ne yapılmalıydı?
mesela bu işin benim aklıma gelen çok basit çözümü; ambalajda mor ve beyazın yerini değiştirmek, o zaman
çok daha ürün içeriğine uygun olurdu.
ikincisi, müzik üstü konuşmada değil, cıngılda mesaj verilmeliydi ve sadece marka adını tekrarlamak yerine
şarkı sözünde “saf, taze” hatta belki biraz sahtekarlığa kaçarak “organik” vb. kelimeler kullanılmalıydı. slogan
olarak da “makul fiyata organik” gibi bir konsepte dönülse mesela, hele ki bu zamanda herkesin dikkatini
çeker. ama tam tersine ilk anda hiç bilmeyene bir anlam ifade etmeyen marka adını cıngılda ancak 2inci
aşamada, tüketici o kelimeyi duyunca çağrışım yapacaksa seri kullanabilirsiniz, ki o zaman bile risklidir. marka
adı ve çağrıştıracaklarını örtüştürmek ilk cıngılda esas amaç olmalı. reklam filmi akılda kalıcı olmalı (sütaş’ın
dişi olduğunu bildiğimiz inekleri bas bariton sesle konuşturması mesela, mantıksız ama o yüzden de doğada
mö diyişiyle örtüştüğünden dikkat çekici, karikatürle falan da desteklemece vs) ayrıca sosyal medya, internet
etkin kullanımı artık olmazsa olmaz tabi malüm. dört koldan girilmeli en ufak imaj değişikliğinde bile, hepsi
beraber olunca vurucu ve kalıcı oluyor çünkü işte biliyosunuz zaten.

gibi gibi… işte, naçizane benim aklıma ilk anda gelenler bunlar mesela, ki ne adamlar var piyasada, yol
yakınken bir tur daha ele alınsaymış bu olaylar, ufak bir kimlik güncellemesi çalışmasıyla tekrar bir canlanma
da yakalanabilirdi. belki tabii başka sebepler de vardır, onu bilemiyoruz, ama tutan ve satan markada da o
sebepler de kolay oluşmaz genelde, en azından onu biliyoruz.

“koka kola”nın bant reklamda dediği gibi bitireyim: hayırlısı…

evdeki moova sütü içip bitirmeye kıyamam şimdi, pastörize haliyle sek günlük sütteki gerçek süt tadını
veriyordu, insan gerçekten hayret ediyor ve ülkesinden bir kez daha nefret ediyor, bunu almayan türk halkına
bok içirmek müstehak.

yarım yağlı dost süt içip muratbey peyniri yediğimden ürünlerini denememe fırsat olmamıştı. birkaç kere
a101’de gördüm galiba sütlerini, fiyatını görünce geri adım attım.

adı da ambalajı da bir garipti rahmetlinin. batı taklitçisi olmak yerine “efe süt, söke süt, ege süt, sök süt” gibi
isimler kullanılıp ambalaj rengi olarak beyaz ve yeşil tercih edilseydi belki hâlâ aramızda olurdu. o fiyatlarla ben
içmezdim de belki daha geniş kitlelere hitap ederlerdi.

çıkardıkları işçilerin haklarını versinler de gerisi beni ilgilendirmez.

o ineklerle de kuru et sektörüne girebilirler. büyük açık var.

rahmetlinin arkasından konuşmuş gibi olacak ama peynirleri o kadar da iyi değildi, bir kere beyaz peynir
almıştım beğenmemiştim.

aylardır raflarda sütünü göremediğim için üzüldüğüm, üretimi durduğunu öğrendiğimde daha çok üzüldüğüm
marka.

sütünü çok seviyordum ben sürekli alırdım hatta en son parmesan peynirlerini almıştım o da çok güzeldi.

yine başka markalara süt satmaya devam edeceğini okudum ama sanırım. hangi markalar öğrenmek lazım.

tercih ettiğim süt ve süt ürünleri markası. egelilerin megali ideası kıyı ege otonom birliğidir. bu firmada
söke’de faaliyetlerini sürdürdüğünden bizimdir ve tek tercihimdir. şuan yaşadığım kapitalist sistem hayalimi
engelleyemez.

şuan krem peynirini yiyorum, muazzam. ambalajlarıyla kişiye özel havası yaratıyor. sevdim sizi moova

gerçekten en iyi uht süttü. en lezzetli ödül falan da almıştı kutusunda yazıyordu. nasıl batırmayı becerdiler
anlamak zor. sadece kendi bölgesi olan aydın-muğla’da pazar lideri olsa yine ayakta kalırdı. bodrum’a
kuşadası’na 1 izmir’e saat uzaklıkta olup oradaki en pahalı sütü satmaları tuhaf oldu.umarım dirilir.